Yuvan Çavuş olarak bildiğimiz Yiannis Eiciridis 1893 yılında; İconium bölgesindeki Kastamonu kentinde doğdu. Tambura ve diğer yaylı çalgılar (keman, ud vb.) çalıyordu. Osmanlı ordusunda çavuş rütbesiyle görev yaptı. Bu nedenle Yovan Çavuş lakabını almıştır. Sultan Abdülhamit’in sarayında çalgı çaldığı bilgisine dayanarak şu aklı yürütebiliriz.
II Abdülhamit zamanında pek çok kentte ve donanmanın büyük gemilerinde bandolar kurulmuştu. Yetenekli bir müzisyen olarak Çavuş bandoda görev yapmış olabilir. Yeteneği Sultan tarafından duyulmuş saraya çağrılıp dinlenmiş de olabilir.
Mübadil olarak Atina’ya gittiğinde; Pire barakalarında yaşamaya başlamış.
Yuvan Çavuş Yunanistan’da hiçbir zaman profesyonel müzisyen olarak çalışmamış, sahneye çıkmamıştır. “Ben batakhanelerde müzik yapmam” diyerek direnmiştir.
Yuvan Çavuş’un çalgısı Tanbura çalgısını andırmaktadır. Bu çalgının bir benzeri, halk müziği ustası Osman Pehlivan’ın çaldığı tanburadır. Fotoğraflardan anlaşıldığına göre Yuvan Çavuş bir buziki saz yapım ustasına tanbura benzeri bir çalgı yaptırmıştır. Gelenekteki tanbura sazının göğüs delikleri yoktur. Çavuş’un yeni tanburasının göğsüne ud deliklerine benzer biri büyük ikisi küçük delikler açıldığı görülür.
İkinci Dünya savaşı, ardından Alman Nazi işgali Yunanistan’da kıtlığa neden olmuştu. Yovan Çavuş Ekim 1942'de: Pire'de bombalanan bir gemide bulduğu unla yapılan ekmekten zehirlenerek birkaç saat içinde eşiyle birlikte ölmüştür.
Mübadele ve Müzik: Mübadelenin yüzüncü yılında mübadil şarkıcılar, besteciler, çalgıcılar.
Bu seride Cemal Ünlü, mübadelenin 100. yılında müziğin mübadeleden nasıl etkilendiği, kültür adına yitirilen ve kazanılanları ele alıyor. Mübadil şarkıcılar, çalgıcılar ve besteciler üzerinden 1900’lerin başında İstanbul ve İzmir gibi merkezlerde, Batı müziği etkisiyle yepyeni bir müzik türünün varoluş öyküsünü işliyor.
Mübadele ile Yunan anakarasına göçen Anadolulu ve Trakyalı müzisyenler; rebetiko, rebetika, rembetiko, rembetika adlarıyla bilinir. 11 hafta boyunca çiftetelli, karşılama, sirto, kasabiko, zeybekiko gibi dans ritimlerinin kullanıldığı bu yeni kent müziğinin ortaya çıkış ve yaygınlaşma süreci anlatılıyor.
İlk dönemlerinde horlanan, küçük görülen, diktatör Metaksas döneminde yasaklanan bu müzik, 2017 yılında Unesco tarafından “somut olmayan kültür mirası” listesine alınmayı başardı.
Mübadelenin sosyal ve ekonomik açıdan her iki topluma getirdikleri ve götürdükleri üzerine değerlendirmeler sayıca çok olsa da kültürel açıdan değerlendirme pek yapılmıyor. Oysa Cemal Ünlü değerli soruları ele alıyor; örneğin mübadeleyle giden müzisyenler gitmemiş olsalar bu toprakların müziğine nasıl bir katkı yaparlardı? Cevap gidenlerin kimler olduğunu, gittikleri ülkede neler yaptıklarını anlayıp, kavramakta yatıyor.
11 hafta boyunca konuşuyoruz!