• Harvest of Dreams: Sibling Bond and Vineyard Legacy

  • Sep 16 2024
  • Length: 17 mins
  • Podcast

Harvest of Dreams: Sibling Bond and Vineyard Legacy

  • Summary

  • Fluent Fiction - Turkish: Harvest of Dreams: Sibling Bond and Vineyard Legacy Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:fluentfiction.org/harvest-of-dreams-sibling-bond-and-vineyard-legacy Story Transcript:Tr: Anadolu'nun sessiz bir köyünde, bağbozumu zamanı yaklaşmıştı.En: In a quiet village in Anatolia, the time for grape harvest was approaching.Tr: Dalları üzüm salkımlarıyla dolu, yeşil ile sarı arasında değişen bir manzarayla örtülüydü bağlar.En: The vineyards were draped in a landscape fluctuating between green and yellow, with branches laden with bunches of grapes.Tr: Bu köyde, Elif ve kardeşi Kerem, eski bir gelenek olan bağ işlerini sürdürmekle yükümlüydüler.En: In this village, Elif and her brother Kerem were tasked with continuing the age-old tradition of vineyard work.Tr: Elif, yirmilerinin sonlarında genç bir kadındı.En: Elif was a young woman in her late twenties.Tr: Ailesinin mirasını yaşatmak isteyen biri olarak, bu üzümler onun için sadece bir ürün değildi, geçmişin ve geleceğin bağını simgeliyordu.En: Wanting to preserve her family's legacy, these grapes were not just a product for her; they symbolized the connection between past and future.Tr: Kerem ise üniversite hayalleri kuran, köyden ayrılmayı düşleyen bir gençti.En: Kerem, on the other hand, was a young man dreaming of university and contemplating leaving the village.Tr: Bir sabah, sarı yaprakların yerde halı gibi serildiği bir günde, Elif Kerem'i bağa yardıma çağırdı.En: One morning, on a day when yellow leaves were spread like a carpet on the ground, Elif called Kerem to help in the vineyard.Tr: "Kerem, gel kardeşim, işlerimiz çok," dedi.En: "Kerem, come, my brother, we have a lot of work," she said.Tr: Kerem tereddüt etti.En: Kerem hesitated.Tr: "Ama abla, benim şehirde fırsatlarım var," diye yanıtladı.En: "But sister, I have opportunities in the city," he replied.Tr: Elif, bu konuşmaların sıklaştığını biliyordu.En: Elif knew these conversations were becoming more frequent.Tr: İçinde bir sıkıntı belirdi ama sorumlu bir abla olarak düşünceli davrandı.En: She felt a twinge of concern inside but behaved thoughtfully as a responsible sister.Tr: "Yardım et," dedi, "bağbozumu bitince ne istersen yapmana yardım edeceğim."En: "Help out," she said, "and once the grape harvest is over, I'll help you do whatever you want."Tr: Zaman geçtikçe, Elif ve Kerem bağda yan yana çalıştı.En: As time passed, Elif and Kerem worked side by side in the vineyard.Tr: Her yaprağın altından sarkan üzümleri topladılar.En: They picked grapes hanging from underneath each leaf.Tr: Sesiz bir uyum içinde, bağdaki işlerini yaparken aralarındaki gerginlik azalır gibi oldu.En: In a silent harmony, the tension between them seemed to lessen as they worked.Tr: Ancak birden ortalığı karanlık bulutlar sardı ve sert bir rüzgar esmeye başladı.En: But suddenly, dark clouds enveloped the area, and a strong wind began to blow.Tr: Gökyüzü griye döndü, yağmur damlaları hızla toprağa düşerek küçük göletler oluşturdu.En: The sky turned gray, with raindrops falling rapidly to form small puddles on the ground.Tr: Başladığında hafif sırılsıklam olmuşlardı.En: By the onset, they were slightly drenched.Tr: Fırtına kuvvetlendi, üzümleri neredeyse heba edecek kadar şiddetliydi.En: The storm intensified, nearly severe enough to ravage the grapes.Tr: Paniklemek yerine, Elif ve Kerem bir araya gelip kalbinde büyük saygı ve umutla bağa sarıldı.En: Instead of panicking, Elif and Kerem united, embracing the vineyard with deep respect and hope in their hearts.Tr: Kırılan dalları desteklediler, zarar gelmemesi için tüm güçleriyle çalıştılar.En: They supported the broken branches, working with all their might to prevent any damage.Tr: Fırtına durduğunda, bağ biraz zarar görmüştü ama önemli bir kısmı kurtarılmıştı.En: When the storm subsided, the vineyard had suffered some damage but was largely saved.Tr: Elif, Kerem’e minnetle baktı.En: Elif looked at Kerem with gratitude.Tr: "Birlikte başardık," dedi.En: "We did it together," she said.Tr: Kerem ise bu anın değerini hissetti.En: Kerem felt the significance of the moment.Tr: "Bir yıl daha burada kalıp ailemize hizmet edeceğim, abla," dedi.En: "I’ll stay here for another year to serve our family, sister," he said.Tr: Elif, Kerem’in kararına sevindi ama onu gerçekten desteklemek istedi.En: Elif was pleased with Kerem's decision but truly wanted to support him.Tr: Bunu Kerem’in gözlerinde anladı.En: She understood this from the look in Kerem's eyes.Tr: "Sonra," dedi Elif, "kendine yeni bir yol çiz."En: "Afterwards," Elif said, "forge a new path for yourself."Tr: Ve ilk kez, Elif kardeşinin hayallerine izin vermenin hafifliğini hissetti, Kerem ise evin gerçek değerini anladı.En: And for the first time, Elif felt the ...
    Show more Show less
activate_Holiday_promo_in_buybox_DT_T2

What listeners say about Harvest of Dreams: Sibling Bond and Vineyard Legacy

Average customer ratings

Reviews - Please select the tabs below to change the source of reviews.